Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı'nın güftekarı, şair ve yazar.
Mehmet Akif Ersoy, 20 Aralık 1873'te İstanbul'da doğdu. Babası Fatih
Medresesi müderrislerinden Mehmet Tahir Efendi, Osmanlı Devleti'ne bağlı
Arnavutluk'un İpek kazasına bağlı Şuşise Köyü'nden İstanbul'a gelmiş,
annesi Emine Cemile Hanım ise Buharalı Mehmet Efendi'nin kızı olarak
Samsun'da doğmuştu. Mehmet Tahir Efendi, ona ebced hesabıyla doğduğu yıl
olan 1290'a karşılık gelen Rağıf ismini vermişse de çevresi tarafından
Akif olarak çağırıldı. Akif dışında bir de Nuriye adında bir kızları
bulunuyordu.
Mehmet Akif, İstanbul'da Fatih'in Sarıgüzel semtinin Nasuh Mahallesi'nde
doğdu. Çocukluğu Osmanlı Devleti'nin "hasta adam" olarak
nitelendirildiği döneme denk geldi. 1878 yılında, Akif 4 yaşındayken
Fatih'de Emir Buhari Mahalle Mektebi'ne başladı. Burada iki yıl eğitim
gördükten sonra Fatih İbtidaisi'ne geçti. Aynı yıl babası ona Arapça
dersleri vermeye başladı.
Babasının yazın Emin Paşa'nın çocuklarına ders vermesi sebebiyle Emin
Paşa'nın çocukları ile arkadaşlık kurdu. Mehmet Akif, 1882 yılında
ilköğretimini tamamlayarak Fatih Merkez Rüştiyesi'ne başladı. Ayrıca
Fatih Camii'nde Esad Dede'nin İran Edebiyatı derslerine katılıyordu.
Lise eğitiminde Mülkiye'nin İdadi bölümünde başladıktan sonra yüksek
kısmına geçti. Kısa bir süre sonra evlerinin yanması ve babasının vefatı
sebebiyle okula devam edemeyip sivil veterinerlik okulu olan Baytar
Mektebi'ne geçti. Şiirle ilgisi bu dönemde başlayan Mehmet Akif, ilk
şiirlerini bu dönemde yazmaya başladı.
22 Aralık 1893 tarihinde birincilik ile mezun olmasından sonra Orman ve
Ma'adin ve Ziraat Nezare'Baytar Müfettiş Muavini olarak tayin edildi.
1895 yılında ilk eseri olan 7 beyitlik gazeli "Kur'an'a Hitab", Servet-i
Fünun Gazetesi'nde yayınlandı. 4 yıl boyunca Rumeli, Anadolu ve
Arabistan'da görev yaptı. Bu seyahatler Mehmet Akif'in düşünce ve yazın
hayatını çok etkildi.
1 Eylül 1898'de 25 yaşında iken Tophane-i Amire veznedarı Mehmet Emin
Bey'in kızı İsmet Hanım ile evlendi. Aynı yıllarda Maarif Dergisi'nde ve
Resimli Gazete'de şiir yazıları ve Arapça, Farsça ve Fransızca'dan
yaptığı çevirilen yayınlandı. 1906 yılında Halkalı Ziraat Mektebi'ne
Kitabet-i Resmiye Muallimi ve 1907'de Çiftlik Makinist Okulu'na Türkçe
öğretmeni olarak atandı. Ardından bir yıl sonra II. Meşrutiyet'in ilan
edildiği dönem İstanbul'da Umur-i Baytariye Dairesi Müdür Muavinliği'ne
getirildi. 1908-1910 yılları arasında "Sırat'ı Müstakim" dergisinde
yazdığı dönem en ünlü şiirleri "Küfe" ve "Seyfi Baba" yayınlandı.
Kısa bir süre sonra Darülfünun Edebiyat-ı Umumiye müderrisliğine tayin
edilen Mehmet Akif, uzun süre bu kadroda kaldı. 1913'te İttihat ve
Terakki Cemiyeti'ne girdi. I. Dünya Savaşı sırasında bu cemiyete bağlı
bir örgüt olan Teşkilat-ı Mahsusa aracılığıyla Almanya'daki Müslüman
tutsakların durumunu incelemek üzere Berlin'e gönderildi. Ardından
Arabistan ve Lübnan'a gitmiş ve burada batı-doğu ayrımına şahit oldu.
İstanbul'a döndükten sonra Darül-Hikmet-i İslamiye'nin başkatipliğine
atandı. Miili Mütareke döneminde kurtuluş hareketine destek verdi.
Balıkesir'de yaptığı konuşmadan dolayı İstanbul'daki görevinden alındı.
Ankara Hükümeti'nin kurulmasından sonra Burdur Milletvekili olarak
meclise girdi.
O sırada Maarif Vekili Hamdullah Suphi'nin desteği ile İstiklal Marşı
için açılan yarışmaya giren Mehmet Akif Ersoy, 724 şiir arasından
yarışmayı kazandı. 18 Mart 1921'de kabul edilen şiir, 1924 yılında Osman
Zeki Üngör tarafından bestelenerek "Türkiye Cumhuriyeti'nin Milli
Marşı" olarak ilan edildi. Mehmet Akif Ersoy yarışmadan kazandığı 500
lirayı kabul etmeyerek Türk Ordusu'na armağan etti.
Sakarya Zaferi'nden sonra İstanbul'a geldi ancak İslami uyanışçı
düşünürlerden olan Mehmet Akif Ersoy, Cumhuriyet'in laik düzeninin
oturması sebebiyle Mısır'a gitti. 1936 yılına kadar Mısır'da Türk Dili
ve Edebiyatı dersleri verdi. Siroz'a yakalanması üzerine 1935'te
Lübnan'a, 1936'da Antakya'ya gitti. Hastalığının ilerlemesi üzerine
ülkesine döndü ve 27 Aralık 1936'da İstanbul'da vefat etti. Mezarı
Edirnekapı Şehitliği'nde bulunmaktadır.
Mehmet Akif Ersoy'un en önemli eseri olan "Safahat", 7 kitabtan
oluşmaktadır. 1911 yılında yazdığı birinci bölümde osmanlı toplumunun
meşrutiyet dönemini; 1912 yılında yazdığı "Süleymaniye Kürsüsünde" adlı
ikinci kitapta, Osmanlı aydınlarını işlemiştir. 1913'de Safahat'ın
üçüncü bölümü olan "Halkın Sesleri"ni ve 1914 yılında dördüncü bölüm
"Fatih Kürsüsünde"yi yazdı. Ardından 1917 tarihli "Hatıralar" ve I.
Dünya Savaşı hakkında görüşlerinin yer aldığı 1924 tarihli "Asım"ı
yazdı. Son ve 7. bölüm olan "Gölgeler"i 1933 yılında yazdı. Şiirlerinin
toplu olarak yer aldığı 7 kitaplık eserine "İstiklal Marşı"nı koymayarak
bu eserini Türk Milleti'ne armağan etmişti.
Başlangıcı 1911 olan "Safahat", 1933 yılında tamamlandı. Özmer Ziya
Doğrul, Mehmet Akif Ersoy'un kitaplarına almadığı şiirlerini de
ekleyerek eseri, 1943 yılında tekrar yayımladı. Ardından 1987 yılında M.
Ertuğrul Düzdağ, eseri önceki baskıları arasındaki farkı gösteren yeni
bir basımını yaptı. "Kur'an'dan Ayet ve Hadisler" ve "Mehmet Akif
Ersoy'un Makaleleri" adlı çalışmaları da ölümünden sonra yayımlanmıştır.
Mesnevi, Hafız Divanı, Güllistan, Fuzuli'nin Leyla ve Mecnu'nu, Victor
Hugo, Lamartine ve Emile Zola gibi eserleri okumuş olan Mehmet Akif
Ersoy'un eserleri anlatıya ve övgüye dayalıdır. "Sanat sanat içindir"
görüşüne karşı çıkmış dini yönü ağırlıkta bir edebiyat tarzı
benimsemiştir. Edebiyat dili olarak Milli Edebiyat akımına karşı çıkmış,
aruz kullanmıştır. Hatta edebiyatta batılılaşma konusunda Tevfik Fikret
ile çatışmıştır.
Ana Sayfa »
Kim Kimdir
,
mehmet akif ersoy
,
mehmet akif ersoy edebi kişiliği
,
mehmet akif ersoy hayatı
,
mehmet akif ersoy istiklal marşı
,
mehmet akif ersoy kimdir
,
mehmet akif ersoy şiirleri
» Mehmet Akif Ersoy Kimdir ?
Mehmet Akif Ersoy Kimdir ?
Gönderen Meraklı Kafa
Gönderme Zamanı 09:23